Netflix’in yeni dizisi “3 Cisim Problemi” geçtiğimiz hafta gösterime girdi. Oldukça fazla ilgi gören dizi, bölüm başına 20 milyon dolarlık maliyete sahip. Bu özelliğiyle de yeni Netflix dizileri arasında bölüm başına en yüksek maliyet rekorunu elinde tutuyor. Netflix’in, dizinin ilk sezonu için 160 milyon dolar ayırdığı belirtiliyor.
3 Cisim Problemi, farklı kıtalara ve dönemlere yayılan bir serüven. Beş parlak bilim insanının, doğa kanunları altüst olurken, dünyayı sarsacak keşifler yapıp Dünya’yı kurtarmalarını anlatıyor.
Peki, büyük bir kitlenin ilgisini çeken 3 Cisim Problemi dizisinde yaratılan teknolojiye gerçekte ne kadar yakınız?
Sanal Gerçeklik (VR) Gözlükleri:
Sanal gerçeklik gözlükleri artık sadece bilim kurgu filmlerinde ya da dizilerinde gördüğümüz objeler değil. Sanal dünyada etkileyici bir deneyim sunan, gelişmiş bir teknoloji.
VR gözlükleri; oyunlar, filmler ve videolar aracılığıyla, sürükleyici ve etkileşimli bir eğlence deneyimi sunuyor. Kullanıcılar, sanal ortamlarda özgürce dolaşabiliyor, karakterlerle etkileşime girebiliyor ve gerçek hayatta deneyimlemesi zor hatta imkânsız olan senaryoları yaşayabiliyorlar.
Sanal gerçeklik gözlüklerinin sadece oyun oynamak ya da film izlemek için kullanıldığını sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü sanal gerçeklik; eğitim, tıp, turizm, sanat gibi birçok farklı alanda, bizlere sayısız olanak sunuyor.
VR gözlükleri, eğitimde önemli bir araç haline geldi. Doktorlar, pilotlar ve itfaiyeciler gibi meslek gruplarına, gerçek hayatta riskli veya zorlayıcı olabilecek senaryolar için pratik yapma olanağı sunuyor. Örneğin, cerrahi operasyonların simülasyonunda VR gözlükleri kullanılıyor.
Sanal gerçeklik gözlüğü yorumları dikkate alındığında, Apple Vision Pro; AR (artırılmış gerçeklik) ve VR (sanal gerçeklik) deneyimini tek cihazda yaşamak isteyenler için en iyi karma gerçeklik gözlüğü. Bu arada Apple, “Uygulama deneyiminizi, artırılmış gerçeklik (AR), sanal gerçeklik (VR), genişletilmiş gerçeklik (XR) ya da karma gerçeklik (MR) olarak tanımlamayın. Uygulamanızdan bahsederken ‘uzamsal bilgisayar’ uygulaması olarak bahsedin.” diyor.
Apple Vision Pro deneyimini her ne olarak tanımlarsak tanımlayalım; şimdilik, 3 Cisim Problemi dizisinde gördüğümüz, 5 duyuya hitap eden VR teknolojisinin çok çok gerisinde olduğu kesin.
Otomatik Kurulan Sentetik Polimer Nanofiber Teknolojisi:
Nanofiber teknolojisini; insan saçından yüzlerce kat daha ince olan, nanometre çapındaki lifleri üretme ve kullanma bilimi olarak açıklayabiliriz.
Nanofiberler; çeşitli bilimsel araştırmalar ve ticari çalışmalar açısından oldukça umut verici.
Nanofiber teknolojisinin kullanım alanları da oldukça geniş. Havalandırma, klima ve su arıtma sistemlerinde filtreleme işlemi, gaz ve kimyasal madde algılama amacıyla sensör yapımı, koruyucu maske ve kıyafet üretimi hatta yapay doku ve organ üretimi, bunlardan sadece birkaçı…
Nanofiber teknolojisi, sürekli gelişen bir teknoloji. Gelecekte, birçok farklı sektörde, önemli yeniliklere öncülük etmesi kaçınılmaz.
Tabii 3 Cisim Problemi’nde gördüğümüz, aslına bakarsanız “göremediğimiz” için oldukça ürkütücü bulduğumuz “Otomatik Kurulan Sentetik Polimer Nanofiber Teknolojisi” ne zaman hayata geçer bilinmez. Fakat temennimiz; her şeyi ve herkesi paramparça etmek yerine, insanlığa fayda sağlayacak işlerde kullanılması.
Parçacık Hızlandırıcılar:
Parçacık hızlandırıcılar, elektron veya proton gibi atom parçacıklarını, çok yüksek hıza sahip olana dek hızlandıran cihazlardır. 20. yüzyıl başlarında, atom çekirdeğinin doğasını ve yapısını anlamak amacıyla kullanılmaya başlandı. Ancak kullanım alanı, atom çekirdeği veya görüntü elde etme sistemleri ile sınırlı kalmadı.
Parçacık hızlandırıcıların; doğa bilimleri, sağlık ve teknoloji gibi alanlar için vazgeçilmez olduğunu söyleyebiliriz. Hızlandırıcılar, evrenin başlangıcını anlama açısından, bilim insanlarının en önemli aracı. Ayrıca günümüzde; kanserle mücadelede, tıbbi görüntüleme tekniklerinde, güvenlik amaçlı tarama ve görüntüleme sistemlerinde (Heathrow Havalimanı sınır kontrolü) aktif olarak kullanılmakta.
Hızlandırıcıların hayatımıza doğrudan etkilerinin yanında, “internet” gibi dolaylı etkilerinin de artmaya devam edeceğine inanıyorum. Bugün kısaca “internet” olarak bildiğimiz “World Wide Web”in, işin başında sadece CERN deneyleri için geliştirildiğini biliyor muydunuz?
Dünyada bilim ve teknoloji açısından çok hızlı gelişmeler yaşanırken ve insan hayatına etkileri artarken, San-tiler de haklı olarak bu süreci durdurmak istiyorlar. Bunun için de kuantum dolanıklığından yararlanıp, birleşik olan 2 Sophon’u yani yerleşik bir yapay zekaya sahip olan bir süper bilgisayarı Dünya’ya gönderiyorlar.
Amaçları; kendileri Dünya’ya gelene kadar insanoğlunu izlemek, kontrol edebilmek, tüm teknolojik gelişmeleri sabote etmek ve bir çeşit Matrix yapısı kurmak gibi görünüyor.
Günün birinde San-tiler gibi, Sophon’larıyla bizi engellemeye çalışan dünya dışı varlıklar gelir mi bilinmez; ancak bizim, teknolojiyi ilerletmemiz gerekli. Hiç şüphesiz ilerleyecek de.
Olaylara başka bir açıdan bakacak olursak; belki de o Sophon’lar çoktan Dünya’ya geldiler ve bizi oyalamak için savaşları, pandemileri, doğal afetleri başımıza sarıyorlar…