Son dönemde herkes yapay zekayı yaşıyor. Yapay zeka hakkında paylaşımlar, etkinlikler, paneller, uygulamalar, yeni kurulan firmalar, modüller havalarda uçuyor.
Ancak bu bir sonun başlangıcı olabilir mi? Yani insanoğlunun?
Matrix filmini bilmeyeniniz yoktur. Bu film, akıllı ve düşünen robotların elinde dönen ve insanoğlunun sonunu getirmeye çalışan dünyanın döngüsünde, Neo’nun insanoğlunu kurtarışını anlatıyor.
Ama daha enteresanı, bu film sonrası çekilen Animatrix filmidir. Animatrix, Matrix dünyasının animasyon ortamına aktarılmış öykülerinden oluşur. Bu filmde, insanlar için çalışan, akıllı yapay zekaya sahip olan ve duygusal zekayı da analiz edebilen robotlardan biri, bir insanı öldürür. Buna bağlı olarak, üretilen tüm benzer robotlar için imha edilme kararı alınır.
Ancak imha edilen robotlar tekrar kendilerini geliştirerek, insanoğlunu kontrol edecek ve yok edecek şeklide, gelişmiş halde karşılarına çıkar.
Bu konularla ilgilenenler; oldukça başarılı eserler yaratmış olan ve hatta literatüre “Üç Robot Yasası”nı kazandıran Isaac Asimov’un Robot Serisinden “Çelik Mağaralar”, “Çıplak Güneş”, “Şafağın Robotları”, “Robotlar ve İmparatorluk” kitaplarına da bir göz gezdirebilirler.
Dönelim asıl konumuza… İşte bu insanoğlu ve robotların iletişimine ve etkileşimine ağırlık vermiş olan yani endişelerimi tam olarak ifade eden Atlas filminden bahsedeceğim sizlere…
Filmde, nöro bağlantılarla robotları kontrol eden insanoğlu bir şeyi fark edememişti. Beynin kontrol edebilmek için açtığı bağlantılarla kontrol edilen de zekasını kullanırsa, o da karşı tarafı yani insanoğlunu kontrol edebilirdi.
İşte en büyük endişem budur: sanal düşünce, nöro bağlantı ve robot istilası.
Atlas, tüm bu saldırgan robotların başındaki Harlan isimli robotun olduğu gezegeni tespit etmiş ve bunu, ilgili ekibe bildirmişti.
Ekiple yaptığı toplantılarda hâlâ nöro bağlantılar kullanan ve robotlarla içli dışlı olan insanoğlunun, bir şekilde robotlar tarafından bilginin ele geçirileceği endişesi devam etmekte.
Robotların olduğu gezegene yaklaşırken, yine robotlar tarafından saldırıya uğrayan gemide olan Atlas, son anda bir robotun içine girerek, bu dengesiz ve yaşama uygun olmayan gezegene düşer. Bu kısımda tabii içine girdiği robotla da tanışırlar ki robotun adı Smith.
Bu noktada bir düşünmenizi istiyorum. Matrix filminde Neo’nun tam zıttı olan ajanın adı da “Smith”. Acaba Matrix filmine bir gönderme mi yapıyorlar?
Ajan Smith, insanlardan ve Matrix’ten nefret eder. Smith, virüs olmadan programlandığı doğrultuda, insanları kontrol etmeye ve gerektiğinde yok etmeye çalışır.
Atlas filmindeki Smith ise tüm film boyunca sanki bir Neo gibi yardımcı olmaya çalışır.
Ancak önemli nokta; Atlas, robotun içinde iken hâlâ kontrolü yani nöro bağlantı ile birleşimi tam olarak yapmamaktadır.
Devamlı, protokolleri gereği nöro bağlantı talebinde bulunan robotun isteğini, Atlas kabul etmemektedir.
Ancak çevresinden gelen kötü amaçlı robotların saldırılarına karşı, işin sonunda Smith robotla tam bir robot-insan birlikteliği sağlanabilmesi için tam nöro bağlantıyı kabul eden Atlas, bombalarla dolu olan ve Dünya’yı yok etmeye gönderilen gemiyi son anda imha etmeyi başarır.
Peki gerçekten bir robotla bir olmak, bir robotun gördüğü gibi görmek, onun düşündüğü hızda düşünmek ister misiniz? Bunun gerçekten de gelecekte insanoğlu için doğru bir adım olduğuna inanıyor musunuz?
Peki ya robotlar insanoğlunu Matrix’teki gibi tek bir şeye (PİL) çevirmek için kullanmayı hedeflerse?
Bu durumda, olası bir saldırıda, insanoğlunun yarattığı bir Terminatör gelecekten gelip bizi kurtaracak mı, bunu birlikte göreceğiz.