| E-Ticaretin Dünü, Bugünü ve Türkiye’den Örnek Uygulamalar

    0
    245

    İnternet; dünya çapındaki hızlı gelişimine parelel olarak, ülkemizde de yaygın kullanılmaya başlamıştır. Bu yaygınlaşma, özellikle ticari alanda daha hızlı gerçekleşmektedir. Bu aşamada, dünyada ve Türkiye’de yeni bir ticaret platformu doğmuş oldu. Ve buna bağlı olarak da bu platforma uygun bir ticaret tarzı olan Elektronik Ticaret / Online Shopping olgusu ortaya çıktı.

    Ticari işletmeler, ilk zamanlar, internetin sağladığı tanıtım-pazarlama olanaklarını kullanmaya başladılar. Son dönemde ise buna ilave olarak internet üzerinden elektronik ticaret olanağını da yaygın bir şekilde kullanıma geçirdiler.

    Bu yaygınlaşmayı sağlayan en önemli faktör, internetin hem satıcılar hem müşteriler açısından hem de stok kontrol gibi firmalara özel önemli avantajlarının olmasıdır.

    – Satıcı açısından en önemli avantajlar; ürünlerinin veya hizmetlerinin, pazar sınırı olmaksızın dünya çapında, kapsamlı, doğrudan, etkileyici bir tarzda sunumu ve bu sunuma bağlı olarak satışıdır. Ayrıca bu işlemler için gerekli olan zaman ve personel ihtiyacının (dolayısıyla maliyetin) minimuma indirilmesidir.
    – Alıcı için; aradığı ürün ya da hizmeti, kendi istediği bir zaman diliminde, pek çok alternatifi bir arada görerek, kısa sürede, ikinci bir kişinin müdahalesine gerek kalmadan bulma ve satınalma olanağı,
    – Firmalar için; üretim – stok – finans kontrolü için bu güne kadar yaptıkları yatırımları bir arada ekonomik olarak kullanma imkanları doğmuştur.

    I. Türkiye’de E-Ticaret  Uygulamaları

    Türkiye’de ilk e-ticaret uygulaması 1996 yılının 2. yarısında hazırlanıp yeni yıl ile birlikte Ocak 1997’de yayına sunulan Remzi Kitabevi’nin Prizmanet tarafından hazırlanan e-dükkanıdır.

    İnternetin ülkemizde yeni yeni yaygınlık kazanmaya başladığı 1996 yılında firmaların internet ile ilgili konulardaki bilgi yetersizliğinden kaynaklanan şüpheleri oldukça fazlaydı.

    Bugün bile internet adresi (domain name), e-mail hesabı bulunmayan, sektöründe önemli yerlere sahip pek çok firmanın bulunduğu düşünülürse, 1996 yılında Remzi Kitabevi ve Prizmanet tarafından atılan adımın nedenli güç bir sürecin sonucu olduğu tahmin edilebilir.

    Üstelik o dönemde e-ticaret alanını hazırlayan ekip olarak bizi bekleyen başka bir güçlük gerekli yazılımın sıfırdan yazılmasıydı. E-ticaret henüz filizlenen bir olgu olduğu için mevcut hazır programların internette ticaret için orta ölçekli firmaları hedefleyenlerin çok eksiği bulunmaktaydı. Nispeten eksiği az gözüken yazılımlar ise bankalar, menkul değer firmaları gibi büyük bütçeli kurumlara dönük farklı ve fazla özelliği barındıran alınamayacak denli yüksek bedelli yazılımlar olarak dükkan sahibi olmak isteyen kurumun karşısına engel olarak çıkıyordu.

    Prizmanet ekibi tarafından sıfırdan yazılan Türkiye’nin ilk e-ticaret alanı yayın hayatına başlamadan önce dükkan sahibi firma tarafından daha çok bir prestij alanı olarak görülmekteydi. Ancak yayına başladığı 1997 Ocak ayından itibaren Remzi Kitabevi’ne getirdiği yeni ve ilginç iş olanakları, satış hacmi sayesinde prestijden öte yeni bir satı platformu olduğunu kanıtladı.

    E-ticaretin bugününe gelince, 1998 yılında internet ve e-ticaret ikilisi, ayrılmaz bir parça olarak hayatlarımıza girdi. Statik web sayfalarının yenilenme sıklıklarının düşüklüğü, internet kullanıcılarının boş lafa değil gerçek faydalara değer vermesi, pek çok ülkeden pek çok firmanın yarıştığı internette web sayfanıza gelen ziyaretçilerin daha ilk ziyaretlerinde sizinle ve ürünlerinizle eksiksiz kontak kurmasının zorunluluğu bu sürece katkıda bulundu.

    E-ticaretin Türkiye’deki durumunu rakamlarla belirtmek, sanırım en doğrusu olacaktır.

    • 1997 yılında e-ticaret alanı olan bir firmalar:
    • Rakam ve isimler verilecektir.
    • 1998 yılında e-ticaret alanı olan firmalar:
    • Rakam ve isimler verilecektir.

    II. E-Ticaretin Farklı Kullanım Alanları

    1- Son Kullanıcıya Doğrudan Satış

    E-ticaret en yaygın olarak son kullanıcıya ulaşmak için kullanılıyor. Bu anlamda yatırım yapan firmaların bir kısmı prestij için fazla bir beklentileri olmaksızın e-ticarete yatırım yapıyorlar.

    Ancak E-ticaretten asıl faydayı sağlayan firmaları 3’e ayırabiliriz:
    a) Geleneksel reklam ve pazarlama olanaklarına büyük firmalar kadar kaynak ayıramayanlar,
    b) Geleneksel satış kanallarının yanına üretim fazlalarını eritebilmek için farklı kanallar eklemek ihtiyacında olanlar,
    c) İnternetin gelecekteki zorunluluğunun bugünden bilincinde olup öncü konumlarını korumak için bu alana yatırım yapanlar.

    Burada hatırlatmak istediğim tarihi bir gerçek var. Avrupa’nın sömürgecilik ve bundan gelen kaynak ile Endüstri Devrimi’ni başlattığı dönemde dünyada pek çok farklı ülkenin aynı sömürgelere ulaşma, aynı kıtaları keşfetme olanağı maddi ve teknik açıdan vardı. Bunların iki örneği Çin ve Osmanlı İmparatorluğu’dur. Ancak neden diğer devletler değil de, Avrupa devletleri bu arayışa girdiler? Aslında cevap çok basit. Çünkü Çin ve Osmanlı gibi imparatorluklar mevcut ticaret yollarının kontrolünü ellerinde bulunduran ve kurdukları düzen sayesinde açlık ve yokluk çekmeyen ülkelerdi. Oysa Avrupa o dönemde içine düştüğü sıkıntıdan ancak yeni bir ticaret yolu bularak çıkabilecek, halkının sıkıntılarını ancak bu şekilde giderebilecekti.

    Tıpkı Çincede olduğu gibi kriz, fırsat demektir. Tarihte hiçbir ülke ve kişi zorluklarla karşılaşmadıkça yeni bir çıkış yolu arama ihtiyacı duymamıştır. Bu anlamda internet, geleneksel yapının ağır şartlarını yerine getiremeyecek genç ve dinamik girişimcilere yarattığı olanaklarla zaten gündemimize oturdu. Küçük bir garajdan başlayarak bugünkü iş hacmine ve saygınlığına kavuşan Amazon, bunun en bilinen örneği.

    Tüm dünyaya mal satmak, hemen hemen herkesin karşılayabileceği bedellerle dükkan sahibi olmak gibi avantajlarının yanı sıra internet, akıllı girişimcilere, rakiplerine ulaşamayacakları farklar atma fırsatı tanıyor.

    Bunun en güzel iki örneği ise Türkiye’nin ilk e-ticaret uygulaması olan Remzi Kitabevi ve ilk kez internette beyaz eşya gibi zor bir ürünü satmaya soyunan Teba’dır. Bu öncü kuruluşların ilkleri hep hatırlanacaktır. Bunun gibi pek çok güzel ve parlak fikir hafızalarda yer etmek için kafalarınızdan dışarıya çıkacakları anı bekliyor.

    Tereddüt etmeyin; planlayın ve yapın. Tereddüt içinde harcanan zaman, fikirlerinizi donmuş balıklara döndürecek. Yarın “Hay Allah, bunu biz de düşünmüştük.” dememek için yola bugünden çıkın.

    2- Firma Üretim – Stok – Bayi Otomasyonu

    Bayi sistemiyle çalışan dolayısıyla son kullanıcıya doğrudan satış yapmak istemeyen firmalar için de e-ticaret sınırsız olanak sunuyor. Sadece bayi ve merkez firmanın girebileceği şifreli alanlar yaratılarak firmanın isteklerine göre farklı kullanım olanakları sunuluyor.

    – Bayiler siparişlerini internet üzerinden veriyorlar,
    – Bayiler yaptıkları satışları günün belirli zamanlarında (yine firmanın isteğine bağlı olarak) internet üzerinden merkeze yollayarak stok durumlarını bildiriyorlar,
    – Firmanın isteğine bağlı olarak stokta belli bir seviyenin altına düşen malların otomatik siparişi veriliyor,
    – Verilen siparişlerin birer kopyası muhasebe dahil ilgili birimlere ulaşarak gerekli işlemler vakit kaybetmeden ve atlanmadan başlatılıyor.
    – Yöneticiler günün istedikleri her saati merkeze özel raporlara bakarak, stok durumlarını, yeni siparişleri, hangi bayinin ne kadar sattığını, hangi ürünün ne kadar sattığını, alacaklarının durumunu gibi eldeki veriler dahilinde her türlü rapora anında ulaşıyorlar.
    – Üretim planlamaları daha sağlıklı platforma da yapılabiliyor.

    Bu tür uygulamanın en güzel örneği Esem Spor için hazırlanan satış noktaları ile merkezin entegrasyonunun internet üzerinden gerçekleştirildiği uygulamadır. Tekstil gibi sezonu sadece 3 ay olan bir sektörde stok – satış ve üretim kontrolünün ne kadar önemli ve dakik olduğunu söylemek gereksiz.

    III. E-Ticarette Teknik Alt Yapı ve Mevzuat Olarak Gelinen Nokta

    a) Yazılım:

    E-ticaretin yaygınlaşması ile birlikte gerekli yazılımlara yatırım yapan firmalar artmıştır. Konuşmamın başında belirttiğim gibi başlangıçta hazır yazılımlar hemen hemen hiç yokken şimdi farklı seçenekler bulmak mümkün.

    Bu bölümde farklı yazılımlardan kısaca bahsedilecek ve özellikle yazılım seçerken dikkat edilmesi gereken noktalar belirtilecektir. Bunlar özetle, yeni teknolojilere entegrasyon, başlangıç maliyeti, üretici firmanın ürününe verdiği destek, yazılımın ne kadar esnek bir yapıya sahip olup olmadığı gibi dükkan sahibinin geleceğe dönük çıkarlarını korumayı amaçlayan bilgiler sunulacaktır.

    b) Güvenlik

    Elektronik alışverişte başlangıçta var olan güvenlik problemi, bu konuda üretilen güvenlik yazılımları ile ortadan kaldırılmış bulunmaktadır.

    SSL (Secure Socket Layer)
    Bu uygulamada, alışveriş yapılırken işlemler güvenli bir ortamda gerçekleşir. Transfer olan bilgilerin şifrelenmesi esasına göre işleyen bir sistemdir. Elektronik dükkan sahibinin, SSL lisansına sahip olması sayesinde, işlem yapılırken, iki yönlü transfer olan bilgiler şifrelenerek iletilir.

    SET Protokolü (Secure Electronic Transaction)
    Bu uygulamada, alışveriş yapıldığında aşağıdaki prosedür işlemektedir:
    – Sipariş tutarı ve kredi kartı bilgileri bankaya gider
    – Banka, yapılan alışverişin içeriğini görmez ve sipariş tutarı için onay verir
    – Elektronik dükkan ise, kredi kartı bilgilerini göremez ve sipariş tutarı ile ilgili olarak bankadan gelecek onayı bekler
    – Bankadan onay geldiğinde ürünü paketler ve gönderir.

    Güvenlik sorununun bu şekilde aşılmasıyla birlikte, elektronik alışveriş, yeni bir ticaret biçimi olarak  hızla yaygınlaşmaktadır.

    c) Mevzuat

    Türk Kanunları ve bankaların kabul ettikleri kurallar çerçevesinde dükkan sahiplerinin dikkat etmesi gereken hususlar anlatılacaktır.

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.